ZÜBEYR ABİ VEFAT EDECEĞİNİ HABER VERMİŞ
Merhum Zübeyr Ağabeyin vefat yıldönümü dolayısıyla kendisinden bir hatıra nakletmek istiyoruz. Hayatının son devrelerinde yanında kalanlardan Ömer Çiçek ağabey, Zübeyir Abiyle geçen yıllara ve sırlara ışık tutan, yeni baskıya hazırlanan kitabında diyor ki:
“Zübeyir ağabey bir soru üzerine, Şualar kitabında bulunan Üstadımızın 1971’le ilgili dersini izah ederken, bu tarihte vefat edeceğine işaret ettiğini bir hatırayla anlatmak isterim. O da şudur:
Üstadımız Asâ-yı Mûsâ’daki bu dersinde:
“İstikbale bakan çok âyetler, hem bu asrımıza hem o asırlara işaret etmeleri cihetinde, istikbalden haber veren İmam-ı Ali (R.A.) ve Gavs-ı A’zam (K.S.) dahi, aynen hem bu asrımıza, hem o asra bakıp haber vermişler. غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَ kelimeleri bu zamana değil, belki غَاسِقٍ binyüz altmışbir (1161) ve اِذَا وَقَبَ sekizyüzon (810) ederek, o zamanlarda ehemmiyetli maddî manevî şerlere işaret eder. Eğer beraber olsa, Miladi bin dokuzyüz yetmişbir (1971) olur. O tarihte dehşetli bir şerden haber verir.
Yirmi sene sonra, şimdiki tohumların mahsulü ıslah olmazsa, elbette tokatları dehşetli olacak” diyor.
1971 senesi yaklaştıkça, “bunu nasıl anlamalıyız?” diye Anadolu’daki kardeşler Avukat Bekir Berk Ağabey’e soruyorlar. O da bu durumu anlatıp Zübeyir Ağabey’e sordu. Ne cevap vereyim Ağabey?
Zübeyir Ağabey:
“Kardeşim Bekir Bey! Böyle tarihlere fazla nazar etmeyin. Üstadımız bazen sırlı söyler. Bunu herkes anlayamaz. Üstad manevi âlemde bir fütuhatı kasteder biz de maddi âlemde, dünyevî âlemde çıkacakmış gibi anlar, bekler ve yorumlarız. Hâlbuki Üstadımız onu manevi âlemde kasdetmiştir; manevi âlemde çıkar, o da onu göremediğinden inkisar-ı hayale uğrar. Böyle beklentiler içinde olmayın. Hizmetinize devam edin. Ben bunu üstüme alıyorum! 1971 gelir benim vücudum onu karşılar” dedi.
Başka bir zaman yine Bekir Beyin yazıhanesinde idi. 1971’le ilgili Bayram Yüksel Ağabeyle aralarında şu konuşma geçti.
Zübeyr Ağabey:
“Herkes yetmişbirde maddi fütuhat bekler, beklediği olmadığı takdirde okuyamayanlar yese düşer. Okuyanlar devam eder. 71’i düşünmek ihlâsı kırar.”
Bayram Abi:
“Ağabey! Kardeşler 71’i müslümanların ehl-i dalalete tokatları şeklinde anlıyorlar.”
Zübeyir Ağabey:
“Ben de öyle anlıyorum kardeşim. Fakat korkuyorum. Belki nefsime gelir” dedi.
Biz o anda bu izahtan bir şey anlayamadık. Bin dokuz yüz yetmişbir geldiğinde Zübeyir Ağabey vefat etti. Meğer bu sözüyle vefatını kastettiğini vefat edince anladık. Bu tarihe tevafuk eden vefatı teyid etti ki, bu ihbar tesadüfî değil bir maksad-ı matufa bağlı birçok hikmetleri olan tasarruf-u ilâhidir.
1971 le ilgili kitapta yazılı olandan gayrı Üstadın bu dersine muhatap olup “Efendim, yalnız ehl-i dalâlete mi, yoksa ehl-i imana da şümulü var mı?” diye soran, dinlediği bu ders ve cevabı nakleden Mustafa Ezenerden dinleyen Zübeyir Ağabey’in kendi el yazısı ile kayıt altına aldığı not.
Notta yazılanlar:
1971; Üstad: “Hezimet-i fahişe ile mağlubiyetlerinin senesidir” Ezener Efendi soruyor: “Efendim bu mağlubiyet yalnız ehl-i dalalete mi yoksa ehl-i imana da şumulü var mı?” “Kardaşım! Ehl-i dalalettir.”
Zübeyir Ağabey’in Mustafa Ezenerden dinlediği Üstadın 1971 le ilgili bu sözlerini kayıt altına aldığı el yazısıdır.