Risale-i Nurlardan bir demet çare:
KATLİAMLAR VE VAHŞETLER
Bediüzzaman Hazretleri, dinden uzak yetişen yeni nesil için, Devleti idare edenlere, tâ 1947’de der ki:
“Bir müslüman başkasına benzemez. Dini terkedip İslâmiyet seciyesinden çıkan bir müslim; dalalet-i mutlakaya düşer, Anarşist olur, daha idare edilmez.
Evet eski terbiye-i İslâmiyeyi alanların (Yani Osmanlı zamanında) yüzde ellisi meydanda varken ve an’anat-ı milliye ve İslâmiyeye karşı yüzde elli lâkaydlık gösterildiği halde;
elli sene sonra, yüzde doksanı nefs-i emmareye tâbi olup millet ve vatanı anarşiliğe sevketmek ihtimalinin düşünülmesi ve o belâya karşı bir çare taharrisi, yirmi sene evvel beni siyasetten ve bu asırdaki insanlarla uğraşmaktan kat’iyen men’ettiği gibi; Risale-i Nur’u, hem şakirdlerini, bu zamana karşı alâkalarını kesmiş; hiç onlarla ne mübareze, ne meşguliyet yok.” Emirdağ Lahikası-l sh: 21
Yine diyor ki: “Bir müslüman İslâmiyet dairesinden çıksa, mürted ve Anarşist olur, hayat-ı içtimaiyeye zehir hükmüne geçer. Çünki Anarşi hiçbir hakkı tanımaz, insaniyet seciyelerini canavar hayvanların seciyesine çevirir. Âhirzamanda gelecek Ye’cüc ve Me’cücün komitesi, Anarşistler olduğuna Kur’an işaret ediyor.” Emirdağ Lahikası ll sh: 159 diyerek, bazı canavar hayvanların bir keçi veya koyunu haksız olarak avlamak uğruna, kırk veya elli koyunu veya keçiyi boğazladığı çokça vakidir.
Malum Türkiye 1923’den sonra kademe kademe dinden sıyrıldı. Dini eğitimden vazgeçildi. Cemiyet hayatının yapısı değiştirildi. Tâ gele gele bazı gayretlerle ancak bu kadara gelinebildi. Daha ötesi için, Devlet dini terbiye ve eğitimi yaygın eğitim olarak vermelidir. Fakat bu eğitim kemalist eğitim değil, hakiki dini eğitim olmalıdır.
Anarşilikten kurtulmak çareleri olarak ortaya konulan ve dinde gösterilen şartların yaşanmasıyla geliştirilmesi gereken beş esası, kısaca şöyle bildirilir:
“Bu vatanın ve bu milletin hayat-ı içtimaiyesi bu acib zamanda Anarşilikten kurtulmak için beş esas lâzım ve zarurîdir:
- Hürmet,
- merhamet,
- haramdan çekinmek,
- emniyet,
- serseriliği bırakıp itaat etmektir.
Risale-i Nur hayat-ı içtimaiyeye baktığı zaman, bu beş esası kuvvetli ve kudsî bir surette tesbit ve tahkim ederek, asayişin temel taşını muhafaza ettiğine delil ise; bu yirmi sene zarfında Risale-i Nur’un, yüzbin adamı vatan ve millete zararsız birer uzv-u nâfi’ haline getirmesidir.” Şualar sh: 349
Biz zannediyoruz ki “anarşist”, sadece ideolojik düşünen ve sosyal bir gayesi uğruna eylem yapan insandır. Burada görüldüğü gibi Bediüzzaman Hazretlerinin yukarıda sıraladığı şartların, toplum hayatından kaldırılması, anarşiyi doğuran sebeplerdir. Böyle yetişmiş bir insan ideolojik bir gayesi olmasa da artık serseri bir mayın gibidir. Acıma, saygı duyma, artık onda hiçbir değer yoktur ve canı istediğini yapmakta beis görmemektedir.
İşte Anarşi meselesinde bu gibi tavsiyeler, öncelikle ve ciddiyetle ele alınmalıdır. Bediüzzaman Hazretleri zamanın idarecilerine bu ikazları yapmış, fakat bu tavsiyeleri nazara alınmamış ve maalesef bugünkü duruma gelinmiştir.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri çare olarak ayrıca: “Hakaik-i Kur’aniyeyi terbiye-i medeniye yerine esas tutmak ve düstur-u hareket yapmak..” diyerek başka da çare olmadığını bildirir.