İslam Birliği % 60-70'in Tercihiyle Gerçekleşir

İttihad-ı İslam yani İslam Birliğinin tahakkuku için buradaki hükümetin güçlü olması gerekmektedir. Bediüzzaman Hazretleri bu oranın şöyle olmasını ister:

"İttihad-ı İslâm Partisi: Yüzde altmış-yetmişi tam mütedeyyin olmak şartıyla, şimdiki siyaset başına geçebilir. Dini, siyasete âlet etmemeğe, belki siyaseti dine âlet etmeğe çalışabilir." (Emirdağ lahikası 162)

Yani durumda halkın en az yüzde altmışı veya yetmişi bir partiyi tercih etmeli, başa getirmeli ki ondan İslam Birliğinin tahakkukunu isteyelim.

ÂLEM-İ İSLÂM’IN HAKİKİ BAYRAMI NEDİR VE NASILDIR?

Müslümanların gerçek bayramı, İslam Birliği teşekkül ettikten sonradır. O zamana kadar ki bayramlar da o büyük bayramın mukaddemesidir. Bu İslâm Birliğinin olmayışıdır ki, müslümanlar birbuçuk-iki milyar nüfusuyla dünyada ezilmekte, katledilmekte ve zorba, zâlim idareciler elinde zulüm çekmektedir.

İnşaallah o büyük hakiki bayramın çok uzaklarda olmamasını Rabbimiz’den istiyoruz.

Geçtiğimiz asrın başlarına kadar büyük ölçüde iyi giden ve hâkimiyetini devam ettiren İslam Dünyası, Birinci Dünya Savaşı sonunda siyasi hâkimiyetini tamamen kaybetti. En büyük İslam Devleti olan Osmanlı İmparatorluğu, Avrupanın zâlim devletlerince ve yerli işbirlikçilerince beraber dağıtıldıktan sonra, diğer İslam devletleri de gayr-i müslim devletlerin esareti altında yaşamaya mahkum oldular.

Bu hal, İkinci Dünya Harbi sonunda, İslam âlemine darbe vuran ve işgal altında tutan devletlerin dehşetli tokatlar yemeleriyle ve mağlup olmalarıyla ve hâkimiyetlerini de kaybetmeleriyle son buldu. Müslümanlara uygulanan baskılar kısmen kalkmaya, İslam ülkeleri de 1948 yılından sonra kısmen istiklâliyetlerini ilan etmeye başladılar. Bizim memleketimizde de 1950’de Demokratlar iktidara gelerek Halkçıların yirmibeş sene süren istibda-ı mutlaklarını bir derece kırdı.

Bu manzara karşısında, bizim memleketimizde bu zulümleri en katı bir şekilde yaşayan Bediüzzaman Hazretleri, müslümanların serbestiyetleri hususundaki gelişmeler hakkında yazdığı mektupta şöyle demektedir:

“Bütün ruh u canımızla bayramlarınızı, hem bu sene serbestçe hâlisane hacca gidenlerin bayramlarını, hem bu vatandaki istibdadın kırılmasıyla hürriyet-i şer’iyeye bu milletin mazhariyete başlamasını ve bu milletin bu manevî bayramını ve âlem-i İslâm’ın ittifakkârane intibahlarının manevî bayramlarını ve Risale-i Nur’un hakikat-ı Kur’aniyeye dair verdikleri haberlerini zamanın tasdik etmelerini ve en geniş bir daire o manevî envâr-ı Kur’aniyeye, beşer ihtiyacını hissetmesini tebrik ediyoruz.” Emirdağ Lahikası-2 (47)

Dünyada hususan İslâm dünyasında bu gelişmeler olurken, Bediüzzaman Hazretleri de bu hadiseleri değerlendirir ve “İslam Cumhuriyetler Birliği”nin inşaallah gerçekleşeceğini söyler ve der ki:

“Aziz, sıddık kardeşlerim!

Ruh u canımızla mübarek bayramınızı tebrik ediyoruz. İnşâallah âlem-i İslâm’ın da büyük bir bayramına yetişirsiniz. Cemahir-i Müttefika-i İslâmiye’nin kudsî kanun-u esasiyelerinin menbaı olan Kur’an-ı Hakîm, istikbale tam hâkim olup beşeriyete tam bir bayramı getireceğine çok emareler var.” Emirdağ Lahikası-2 (76)

İslam Birliğinin gerçekleşeceğine olan ümidini bütün kuvvetiyle devam ettiren Bediüzzaman Haretleri der ki:

“Aziz, sıddık, fedakâr kardeşlerim!

Çok yerlerden telgraf ve mektublarla bayram tebrikleri aldığım ve çok hasta bulunduğum için, vârislerim olan Medreset-üz Zehra erkânları benim bedelime hem kendilerini, hem o has kardeşlerimizin bayramlarını tebrik etmekle beraber, âlem-i İslâm’ın büyük bayramının arefesi olan ve şimdilik Asya ve Afrika’da inkişafa başlayan ve dörtyüz milyon Müslüman’ı birbirine kardeş ve maddî ve manevî yardımcı yapan İttihad-ı İslâm’ın, yeni teşekkül eden İslâmî devletlerde tesise başlamasının ve Kur’an-ı Hakîm’in kudsî kanunlarının o yeni İslâmî devletlerin kanun-u esasîsi olmasından dolayı büyük bayram-ı İslâmiyeyi tebrik ve dinler içinde bütün ahkâm ve hakikatlarını akla ve hüccetlere istinad ettiren Kur’an-ı Hakîm’in, zuhura gelen küfr-ü mutlakı tek başıyla kırmasına çok emareler görülmesi ve beşer istikbalinin de bu gelen bayramını tebrik ile beraber, Medreset-üz Zehra’nın ve bütün Nur Talebelerinin hem dâhil hem hariçte, hem Arabça, hem Türkçe Nurların neşriyatına çalışmalarını ve dindar Demokratların bir kısm-ı mühimmi Nurların serbestiyetine taraftar çıkmalarını bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz.” Emirdağ Lahikası-2 (101)

Bu sene hacıların az olmasına çok esbab varken, yüz seksen binden ziyade hacıların o kudsî farizayı ve din-i İslâm’ın kudsî ve semavî kongresi hükmünde olan bu hacc-ı ekberi büyük bir bayramın arefesi noktasında olarak bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Said Nursî” Emirdağ Lahikası-2 ( 102 )

İslâmın hem maddi hem de manevi hâkimiyeti bütün kıtalar üzerinde görülecek müjdesi Risale-i Nurlarda şu şekilde ifade edilmektedir:

“Âlemlere rahmetler ve saadetler getiren ve insanlığa selâmet ve teselliler bahşeden bu mukaddes hizmetinizle ehl-i imana zuhurunu müjde verip isbat ettiğiniz ve emareleri gözükmeye başlayan ve bütün kıt’alara şamil hâkimiyet-i İslâmiyenin nurlu ve büyük bayramını bütün ruhumuzla tebrik eder, Cenab-ı Hak’tan uzun ömürlerinize dualar eder, ellerinizden ta’zimle öperiz. Ankara Üniversitesi Nur Talebeleri” Emirdağ Lahikası-2 (162)

Risale-i Nur Külliyatından kısmen derlediğimiz bunlar gibi beyanlar gösteriyor ki, müslümanların gerçek bayramı İslam Birliği teşekkül ettikten sonradır. O zamana kadar ki bayramlar da o büyük bayramın mukaddemesidir. Bu İslâm Birliğinin olmayışıdır ki, müslümanlar birbuçuk-iki milyar nüfusuyla dünyada ezilmekte, katledilmekte ve zorba, zâlim idareciler elinde zulüm çekmektedir.

İnşaallah o büyük hakiki bayramın çok uzaklarda olmamasını Rabbimiz’den istiyoruz.

Kontrol et

Siyasetten Uzak Durmak Düsturu

HAKİKİ NUR TALEBESİ HAKLI TARAFA DOST OLUR Üstad Bediüzzaman Hazretleri Demokrat Partiye destek vermiştir. Fakat …