HERKESE MERHAMET EDİLİR Mİ?

Bazı zatların insanlara din tebliği yaparken karşılaştıkları tehlikeler vardır. Bunlardan birisi de herkese acımak ve gereksiz merhamet etmektir. İslam tarihinde bunun menfi örnekleri vardır. Hazret-i Ali (r.a.) zamanında ümmetin seçimle işbaşına getirdiği devlet başkanı olan kendisine karşı gelen ve itaat etmeyen Hâricîlere kılıç çekmiş ve hatta onlardan isyan edenleri hâfızlar dahi olsa öldürtmüştür.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri gerek sivil sahada gerek resmi sahada bu hadiseleri tahlil ederken diyor ki:

 “Şefkat yüzünden, esasat-ı İslâmiyenin haricindeki bid’at ve dalalet yollarına sapanları çeviren bir hakikattır

Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan; elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmeten-lil-âlemîn Zât’ın (A.S.M.) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir. Eğer aşsa ve taşsa o şefkat, elbette merhamet ve şefkat değildir; belki dalalete ve ilhada sirayet eden bir maraz-ı ruhî ve bir sekam-ı kalbîdir.

Meselâ: Kâfir ve münafıkların Cehennem’de yanmalarını ve azab ve cihad gibi hâdiseleri kendi şefkatine sığıştırmamak ve tevile sapmak; Kur’anın ve edyan-ı semaviyenin bir kısm-ı azîmini inkâr ve tekzib olduğu gibi, bir zulm-ü azîm ve gayet derecede bir merhametsizliktir.

Çünki masum hayvanları parçalayan canavarlara himayetkârane şefkat etmek, o bîçare hayvanlara şedid bir gadir ve vahşi bir vicdansızlıktır. Ve binler müslümanların hayat-ı ebediyelerini mahveden ve yüzer ehl-i imanın sû’-i akibetine ve müdhiş günahlara sevkeden adamlara şefkatkârane tarafdar olmak ve merhametkârane cezadan kurtulmalarına dua etmek, elbette o mazlum ehl-i imana dehşetli bir merhametsizlik ve şeni’ bir gadirdir.

Risale-i Nur’da kat’iyyetle isbat edilmiş ki; küfür ve dalalet, kâinata büyük bir tahkir ve mevcudata bir zulm-ü azîmdir ve rahmetin ref’ine ve âfâtın nüzulüne vesiledir. Hattâ deniz dibinde balıklar, canilerden şekva ederler ki; “İstirahatımızın selbine sebeb oldular” diye rivayet-i sahiha vardır. O halde kâfirin azab çekmesine acıyıp şefkat eden adam, şefkate lâyık hadsiz masumlara acımıyor ve şefkat etmeyip ve hadsiz merhametsizlik ediyor demektir. Yalnız bu var ki, müstehaklara âfât geldiği zaman masumlar da yanarlar, onlara acımamak olmuyor. Fakat canilerin cezalarından zarar gören mazlumların hakkında gizli bir merhamet var.”

(Kastamonu Lahikası sh: 75)

Memleketimizin ve milletimizin büyük ekseriyetinin son senelerde yüzünü gördüğü paralel yapılar, gerek pkk, gerek fetö ve daha derinlerde ve eskilerde kemalist yapılanmalar milletimize çok badireler yaşatmıştır. Hakikatı hali anlayamayan halk tabakası bu kimseleri tanımakta ve karar vermekte tereddüdler yaşamaktadır. Üstadın bu mektubu inşaallah bir derece faydalı olur.

Kontrol et

Siyasetten Uzak Durmak Düsturu

HAKİKİ NUR TALEBESİ HAKLI TARAFA DOST OLUR Üstad Bediüzzaman Hazretleri Demokrat Partiye destek vermiştir. Fakat …