HARF DEVRİMİ İLE İLGİLİ BİR HATIRA


Birinci Dünya Savaşından yenik çıkan Osmanlı Türkiyesinin, bin yıllık mazisini de değiştirmek istemişlerdi.

Bu değişkliklerin bazısı (Cumhuriyetin ilanı gibi) kabul görmekle beraber, çoğu da milletin fıtratına ters gelmiş ve derin yaralar açmıştır.

Bu inkılaplar, “zekavetiyle ve fenniyle ve siyasi ilmiyle o mevkii kazanır” diye tabir edilen özel şahısların durumundan dolayı başlangıçta hiç açıklanmamıştır. Kendilerince vakti saati geldiğinde resen açıklanmış ve cebren uygulanmaya konmuştur. Bu devrimlerin en önemlisi sayılan harf devrimi ile ilgili bir hatıra şöyledir.

24 Mayıs 1928’de rakamlar, 1 Kasım 1928’de Latince yazı resmen kabul edildi.

Mustafa Kemal Paşa’nın önceden gizli tuttuğu inkılab esasları hak­kında bir hatıra:

“Mazhar Müfit hatırasında şöyle yazmaktadır.

Erzurum’dayız.

“Mazhar not defterin yanında mı?”

“Hayır Paşam”

“Zahmet olacak ama, bir merdiveni inip çıkacaksın. Al gel.” dedi. Def­teri getir­diğimi görünce, sigarasını bir iki nefes çektikten sonra: “Ama bu defterin bu yapra­ğını hiç kimseye göstermiyeceksin. Sonuna kadar gizli kala­cak. Bir ben, bir Süreyya (Özel Kalem Müdürü), birde sen bileceksin. Şartım bu.”dedi.

Süreyya da, bende:

“Bundan emin olabilirsin Paşam.” dedik.

“Öyle ise tarih koy.” dedi. Koydum, 7-8 Temmuz 1919 sabaha karşı, “Zafer­den sonra hükümet biçimi Cumhuriyet olacaktır. Bu bir. İki; padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır. Üç; örtün­mek kalkacaktır. Dört; fes kalkacak, uygar milletler gibi şapka giyilecektir.”

Seneler sonra Çankaya’da yemek esnasında birkaç defa:

“Bu Mazhar Müfit yok mu? Kendisine Erzurum’da örtünme kalkacak, şapka giyilecek, latin harfleri kabul edilecek dediğim ve bunları not etmesini söylediğim zaman, defteri koltuğunun altına almış ve bana hayal peşinde koştuğumu söyle­mişti.” dedi.

Birgün bana önemli bir ders verdi: Şapka devrimini açıklamış olarak Kasta­monu’dan dönüyordu. Ankara’ya döndüğü anda, otomobille eski Mec­lis binası önünden geçiyor, ben de kapı önünde bulunuyordum. Manzarayı görünce gözle­rime inanamadım. Kendisinin yanında oturan Diyanet İşleri Başkanı’nın başında bir şapka vardı. Kendisi ne ise ne? Fakat Diyanet İşleri Başkanı’na da şapkayı giydir­mişti. Ben hayretlerle bu manzarayı seyrederken, otomobili durdurdu. Beni yanına çağırdı ve “Azizim Mazhar bey, kaçıncı maddedeyiz? Notlarına bakıyor musun?” dedi.” (Rehber Ansiklopedisi’nden)

Kontrol et

Siyasetten Uzak Durmak Düsturu

HAKİKİ NUR TALEBESİ HAKLI TARAFA DOST OLUR Üstad Bediüzzaman Hazretleri Demokrat Partiye destek vermiştir. Fakat …