Dindar Siyasilere Tavsiye ve İkazlar

Bediüzzaman Hazretlerinin dindar siyasilere;

TAVSİYE VE İKAZLARI

İstibdad-ı mutlak devri denen yirmiyedi yıllık Halk Parti iktidarından (1923-1950) sonra gelen Demokratlar devrinde yazılan mektuplar günümüze de ışık tutmaktadır.

Bugünün siyasetçilerinin bu tavsiye ve ikazları nazara almaları kendilerinin ve memleketin menfaatinedir.

Dine hürmetkâr ve dindar siyasetçilere hitaben Bediüzzaman Hazretleri diyor ki:

“Şimdi milletin arzusuyla şeair-i İslâmiyenin serbestiyetine vesile olan Demokratlar, hem mevkilerini muhafaza, hem vatan ve milletini memnun etmek çare-i yegânesi; ittihad-ı İslâm cereyanını kendine nokta-i istinad yapmaktır.

Eski zamanda İngiliz, Fransız, Amerika siyasetleri ve menfaatleri buna muarız olmakla mani olurdular. Şimdi menfaatleri ve siyasetleri buna muarız değil; belki muhtaçtırlar.


Çünki komünistlik, masonluk, zındıklık, dinsizlik; doğrudan doğruya anarşistliği intac ediyor. Ve bu dehşetli tahrib edicilere karşı, ancak ve ancak hakikat-ı Kur’aniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabilir. Ve beşeri bu tehlikeden kurtarmağa vesile olduğu gibi, bu vatanı istila-yı ecanibden ve bu milleti anarşilikten kurtaracak yalnız odur. Ve bu hakikata binaen Demokratlar bütün kuvvetleriyle vaziyet almaları zarurîdir.

Bir Ezan-ı Muhammedî’nin (A.S.M.) serbestiyetiyle kendi kuvvetlerinden yirmi defa ziyade kuvvet kazandılar. Milleti kendilerine ısındırdılar, minnetdar ettiler.

Hem manen eski İttihad-ı Muhammedî’den (A.S.M.) olan yüzbinler Nurcularla, eski zaman gibi farmason ve İttihadcıların mason kısmına karşı ittifakları gibi; şimdi de aynen İttihad-ı İslâm’dan olan Nurcular büyük bir yekûn teşkil eder. Demokratlara bir nokta-i istinaddır.

Fakat Demokrat’a karşı eski partinin müfrit ve mason veya komünist manasını taşıyan kısmı, iki müdhiş darbeyi Demokratlara vurmaya hazırlanıyorlar.

Eskiden nasıl Ahrarlar iki defa başa geçtiği halde, az bir zamanda onları devirdiler. Onların müttefiki olan İttihad-ı Muhammedî (A.S.M.) efradının çoklarını astılar. Ve Ahrar denilen Demokratları, kendilerinden daha dinsiz göstermeye çalıştılar.

Aynen öyle de: Şimdi bir kısmı dindarlık perdesine girip Demokratları din aleyhine sevketmek veya kendileri gibi tahribata sevketmek istedikleri kat’iyyen tebeyyün ediyor. Hattâ ülemanın resmî bir kısmını kendilerine alıp, Demokratlara karşı sevketmek ve Demokratın tarafında, onlara mukabil gelecek Nurcuları ezmek; tâ Nurcular vasıtasıyla ülema, Demokrata iltica etmesinler. Çünki Nurcular hangi tarafa meyletseler ülema dahi taraftar olur. Çünki onlardan daha kuvvetli bir cereyan yok ki, ona girsinler.

İşte madem hakikat budur, yirmibeş seneden beri ehl-i ilmi, ehl-i tarîkatı ezen, ya kendilerine dalkavukluğa mecbur eden eski partinin müfrit ve mason ve komünist kısmı, bu noktadan istifade edip Demokratları devirmemek için; Demokratlar mecburdurlar ki hem Nurcuları, hem ülemayı, hem milleti memnun ve minnetdar etmek, hem Amerika ve müttefiklerinin yardımlarını kaybetmemek için bütün kuvvetleriyle Ezan mes’elesi gibi şeair-i İslâmiyeyi ihya için mümkün oldukça tamire çalışmaları lâzım ve elzemdir.

Maatteessüf bazı müfrit ve mason ve komünistler, Demokrat aleyhinde olduğu halde kendini Demokrat gösteriyorlar ki; Demokratları tahribata sevketsin ve din aleyhinde göstersin, onları devirsin.” (Emirdağ – 2 – 25)

Burada ifade edilen hakikatleri özetlersek şöyle diyebiliriz ki:

Dini sembollerin rahatça yaşanması ve serbest bırakılması ve üzerinde devletçe hiçbir baskı olmaması gerekir. Başörtüsü, Kur’an derslerinin küçük yaştan itibaren öğrenilmesi serbestiyeti, hatta milletin muhafazası ve yeni nesillerin korunması için devlet okullarında resmen Kur’an ve din derslerinin okutulmasıdır. Ki; bunlar en mühim “Şeair-i İslamiye”dendir.

Bu tarz icraatların yapılabilmesi; İslam âlemiyle dayanışma içinde olunması şartıyla mümkün olanabilinir. İslam ülkeleriyle ittifaklar içinde olunmaktan sakınmamak gerekir. Hatta Avrupa devletleri ve Amerika devleti de “menfaatleri ve siyasetleri” gereği bu ittihada taraftar olmaya mecburdur. Ki, bu devletler eskiden İslam Birliğine şiddetle karşıydılar.

Siyasete karışmayan dini hizmetler ehli de, başta Nur Talebeleri bu tarz faaliyetleri desteklerler ve o siyasilere “nokta-i istinad” olurlar ve olmalıdırlar.

II. Meşrutiyetin başlarında “Ahrarlar” yani hürriyet taraftarları iki defa hükümet oldukları halde gizli din düşmanı masonlar, onları çeşitli entrikalarla iktidardan uzaklaştırdılar. Sonra da meş’um 31 Mart hadisesini çıkartarak ahrarları ve onları destekleyen dini hizmet guruplarını ve o zamanın Nur Talebelerini ve Üstad Bediüzzamanı idam talebiyle yargıladılar ve ekseriyetini de astılar. Bediüzzaman Hazretleri sıkıyönetim mahkemesindeki o meşhur müdafaasıyla beraat etti ve ondan sonra da idamlar durdu.

Bu geçmiş hadiseden şimdiki “Ahrarlar” ders alarak dikkat etmelidirler. Karşılarında olan Halkçılar o zamanki farmasonların devamıdır. Aynı tehlike ve tertipler bu zamanda da çıkartılabilir.

Demokratlıkla siyaset yapan şimdiki parti Üstadın bu tavsiye ve ikazlarına kulak vermelidir. Bunlar “hem Nurcuları, hem ülemayı, hem milleti memnun ve minnetdar etmek, hem Amerika ve müttefiklerinin yardımlarını kaybetmemek için” acilen “Şeair-i İslamiyeyi” yani dini tedrisatı, kadınların tesettürüyle eğitimini, Kur’an tedrisatını ve dinin diğer sembollerinin rahatlıkla yerine getirebimelerinin zemini açılmalıdır. “Kamu”daki yasaklamalar kalkmalıdır. Risale-i Nurlar bir devlet kurumu tarafından basılmalıdır.

Kontrol et

Siyasetten Uzak Durmak Düsturu

HAKİKİ NUR TALEBESİ HAKLI TARAFA DOST OLUR Üstad Bediüzzaman Hazretleri Demokrat Partiye destek vermiştir. Fakat …