Bediüzzaman Hazretlerinin Tavsiyeleri
DECCAL KOMİTESİNE
KARŞI
İKTİDAR PARTİSİ NE YAPMALI ?
Milletin reyleriyle iktidara gelen ve Dindar Demokrat manasını taşıyan siyasetçilere Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin tavsiyesi ve ikazları vardır.
Kur’anın bu asra ve gelecek asırlara bakan yegane tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatında içtimai, siyasî meselelerin çaresi vardır. Risalelerin telif edildiği zamanın şartları zayıflasa da, zındıka komitesi hakimiyetini devam ettirmektedir. Bu bakımdan siyasî ve içtimaî sahalarda hizmet ehlinin bu düsturları nazara alma mecburiyeti vardır. Aksi halde hem kendileri sıkıntı çeker, hem de vatan ve millete sıkıntı verdirirler.
Bizler siyasete bizzata karışmamakla beraber gelişen hadiseler karşısında Risale-i Nurlardaki bu hakikatleri bera-yı malumat neşrediyoruz ki, bu meselenin ehillerine yardımcı olalım.
Bu gelen mektup yazıldığı o zamandan (1950-1960) bu zamana daha ziyade ışık tutuyor ve izlenecek yolu gösteriyor gibidir. O zaman iktidara gelen Demokratlar hemen Ezan-ı Muhammediyenin arapça aslıyla okunmasını sağlamışlardı. Sonra iktidarlarını devam ettirebilmeleri için onlara deniyor ki:
“Şimdi milletin arzusuyla şeair-i İslâmiyenin serbestiyetine vesile olan Demokratlar, hem mevkilerini muhafaza, hem vatan ve milletini memnun etmek çare-i yegânesi;
• İttihad-ı İslâm cereyanını kendine nokta-i istinad yapmaktır.
Eski zamanda İngiliz, Fransız, Amerika siyasetleri ve menfaatleri buna muarız olmakla mani olurdular. Şimdi menfaatleri ve siyasetleri buna muarız değil; belki muhtaçtırlar.
Çünki komünistlik, masonluk, zındıklık, dinsizlik; doğrudan doğruya anarşistliği intac ediyor. Ve bu dehşetli tahrib edicilere karşı, ancak ve ancak hakikat-ı Kur’aniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabilir. Ve beşeri bu tehlikeden kurtarmağa vesile olduğu gibi, bu vatanı istila-yı ecanibden ve bu milleti anarşilikten kurtaracak yalnız odur. Ve bu hakikata binaen Demokratlar bütün kuvvetleriyle bu hakikata istinad edip komünist ve masonluk cereyanına karşı vaziyet almaları zarurîdir.
Bir Ezan-ı Muhammedî’nin (A.S.M.) serbestiyetiyle kendi kuvvetlerinden yirmi defa ziyade kuvvet kazandılar. Milleti kendilerine ısındırdılar, minnetdar ettiler. Hem manen eski İttihad-ı Muhammedî’den (A.S.M.) olan yüzbinler Nurcularla, eski zaman gibi farmason ve İttihadcıların mason kısmına karşı ittifakları gibi;
Şimdi de aynen İttihad-ı İslâm’dan olan Nurcular büyük bir yekûn teşkil eder. Demokratlara bir nokta-i istinaddır.
Fakat Demokrat’a karşı eski partinin müfrit ve mason veya komünist manasını taşıyan kısmı, iki müdhiş darbeyi Demokratlara vurmaya hazırlanıyorlar.
Eskiden nasıl Ahrarlar iki defa başa geçtiği halde, az bir zamanda onları devirdiler. Onların müttefiki olan İttihad-ı Muhammedî (A.S.M.) efradının çoklarını astılar. Ve Ahrar denilen Demokratları, kendilerinden daha dinsiz göstermeye çalıştılar.
Aynen öyle de: Şimdi bir kısmı dindarlık perdesine girip Demokratları din aleyhine sevketmek veya kendileri gibi tahribata sevketmek istedikleri kat’iyyen tebeyyün ediyor. Hattâ ülemanın resmî bir kısmını kendilerine alıp, Demokratlara karşı sevketmek ve Demokratın tarafında, onlara mukabil gelecek Nurcuları ezmek; tâ Nurcular vasıtasıyla ülema, Demokrata iltica etmesinler. Çünki Nurcular hangi tarafa meyletseler ülema dahi taraftar olur. Çünki onlardan daha kuvvetli bir cereyan yok ki, ona girsinler.
İşte madem hakikat budur, yirmibeş seneden beri ehl-i ilmi, ehl-i tarîkatı ezen, ya kendilerine dalkavukluğa mecbur eden eski partinin müfrit ve mason ve komünist kısmı, bu noktadan istifade edip Demokratları devirmemek için;
Demokratlar mecburdurlar ki hem Nurcuları, hem ülemayı, hem milleti memnun ve minnetdar etmek, hem Amerika ve müttefiklerinin yardımlarını kaybetmemek için bütün kuvvetleriyle Ezan mes’elesi gibi şeair-i İslâmiyeyi ihya için mümkün oldukça tamire çalışmaları lâzım ve elzemdir.
Maatteessüf bazı müfrit ve mason ve komünistler, Demokrat aleyhinde olduğu halde kendini Demokrat gösteriyorlar ki; Demokratları tahribata sevketsin ve din aleyhinde göstersin, onları devirsin.” (Em:24)
* * *
İslam Dünyasıyla münasebetler geliştirilip, destekleri alınmalıdır. Buradaki ve beynelmilel dinsizlik cereyanına karşı İslam birliğinin teşekkülü acilen sağlanacak. Hatta Avrupanın ve Amerikanın müsbet kanadının dahi bu yapılanmayı isteyecekleri bildiriliyor.
İşte burada nazara verilen meseleleri sayarsak “Dindar Demokrat” ların yapması gerekenler şöyle sıralanıyor:
• Başta dindarlar memnun edilmelidir. Dindarların en büyük ihtiyacı olan din hürriyeti sağlanmalıdır. Din eğitimi ve öğretimi bir yaşından başlamalı yirmi dört yaşına kadar serbestçe sağlanmalıdır.
• Ulema denilen ilim ve fikir sahipleri düşündüklerini söylemekte ve neşretmekte sıkıntı yaşamamalıdır. Anarşiye kapı açmadığı sürece düşüncelerini ifade edebilmelidir. Önemli husus da “ulema” denilen ilim ve fikir dünyası ile siyasi hürriyetçilerin arasını açmak ve ilim dünyasının desteğini dindar demokratlardan çektirmek de bir plan olarak ikaz edilir ki, Nurcular bu destekte en önemli unsurlardır.
• Sonra da halk çoğunluğu olan millet, başta geçim, gelir seviyesi, sosyal haklar, sağlık vs.. bakımından memnun edilmeli insaniyete layık yaşama şartlarına kavuşturulmalıdır.
Son olarak da, hür dünyayı temsilen Amerika’nın da desteği kazanılmak için, şeair olan İslamî sembolleri canlandırmaktır.
Mesela: Okullarda din derslerinin mecburi olarak ilkokuldan hatta okul öncesinden başlaması. (Şimdiki verilen Din Külturü, din dersi değildir.) Ayasofyanın eski haline çevrilmesi. Yani tekrar camii yapılmasıdır.